SİGİL KIZILI
İçinde sıkışıp kaldığı, gittikçe daha da küçülen odasının duvarlarını sessizce izledi birkaç dakika daha. Kapalı kepenkler arasındaki küçük boşluktan kirli sokakta gezinen Dabusları görebiliyordu. Bu anı her gün aynı şekilde yaşıyor olmasına rağmen bugün farklı hissediyordu. Sorguluyordu etrafındaki tekdüzeliği, fakirliği, annesine öfkesini ve buna rağmen onu nasıl sevebildiğini... Hesabını henüz yapamasa da koskoca bir hayat geçirmişti, her günü birbirinin aynı başlayan ve aynı biten. Bugün de onlardan biri olacaktı işte. Ancak aynı azarı yine işitmek zorundaydı evden çıkmadan. Asi düşüncelere gömüldüğü sırada odasının kapısından içeri girdi gri önlüklü tombul kadın. "Günaydın yavrum, bugün de çıkacak mısın illa?" Yine başlıyordu işte. "Evet anne, söz verdim dedim Helen'e her gün yardım edeceğime. O da bana kapıları görebilmeyi öğretecek." ezberden konuşuyordu küçük kız. Çünkü her sabah annesinin aynı sorusuna aynı cümleyle karşılık veriyordu.